16 Aralık 2012 Pazar

Konut Kredisini Yapılandırmaya Gidenler Dikkat


Tüketici kredileri, konut kredileri ve otomobil kredilerinde yeniden yapılandırma tüketici açısından büyük avantajlar sağlayabileceği gibi yapılacak yanlış bir hareket, tüketicinin tüm yaşamını etkileyebilir

Kredilerde uzun zamandır beklenen yüzde 1’in altındaki faiz oranları, daha önce kredi kullananlar açısından ‘yeniden yapılandırma’ opsiyonunu gündeme getirdi.

En basit tanımıyla daha yüksek faiz oranı üzerinden kullanılmış bir kredinin, faizlerin düşmesiyle birlikte kalan borca düşük faiz oranı üzerinden yeni bir kredi alınması olarak tanımlanan bu işlemin hangi koşullarda yapıldığı büyük önem taşıyor. Doğru yapılandırmanın tüketici açısından büyük avantajlar sağlayabileceğini ancak yanlış bir hareketin de tüketicinin tüm yaşamını etkileyebileceğine dikkat çeken bankacılık uzmanlarına tüketici kredileri, konut kredileri ve otomobil kredilerinde yeniden yapılandırmanın nasıl, ne zaman, hangi koşullarda yapılması gerektiğini sorduk.

İşte kredilerde yeniden yapılandırmayla ilgili banka uzmanlarının en çok sorulan 10 soruya verdikleri cevaplar:

1- Kimler Kredisini Yapılandırmayı Düşünmeli

Şu anda kredi ödemesi olan herkes oluşan yeni şartlara göre, kendi ödeme koşullarını gözden geçirmeli. Tüketicilerin şu anda ne kadar ödediğini, toplam maliyetinin ne olduğunu ve oluşan yeni şartlarda bunların nasıl değişeceğini hesaplamasında hiç bir sakınca yok. Bunu kendileri de yapabileceği gibi, bankalara hesaplatabilirler. Kimse ben krediyi aldım, aylık ödemeleri de keseme göre deyip, gözünü kulağını kapatmasın, mutlaka yeni şartlara göre durumunu gözden geçirsin.

2- Yeniden Yapılandırmadaki En Önemli Etken Nedir?

Konut kredilerinin yeniden yapılandırılması konusu yeni bir konu değil. Geçmişte de faizlerin düşmesiyle birlikte bir dönem gündeme gelmiş ve bir kısım tüketici bu imkandan yararlanmıştı. Bankaların bu konudaki kayıplarını önlemek adına, 2007’de çıkan Mortgage Kanunu’nda yeniden yapılandırmaya yüzde 2 oranında ceza uygulanması düzenlemesi getirildi. Buna göre, konut kredisini yeniden yapılandıran tüketici kalan borcu üzerinden yüzde 2 ceza ödeyerek yapılandırmayı yapabiliyor. Dolayısıyla tüketici ödeyeceği yüzde 2’lik erken ödenme cezası ile birlikte yeni kredinin kendisine ne kadara mal olduğunu bilerek bu yola gitmeli. Diğer kredilerde de kar/zarar durumu yapılandırma için en önemli konu.

3- Neden Yapılandırma Yapılmalı?

Kullanılan kredi faizi, şu anda bankaların sunduğu kredi faiz oranından ciddi oranda düşükse o zaman tüketici kalan borcunu yeniden yapılandırarak daha az borç ödeyebilir. Aldığı toplam kredinin maliyeti açısından kâra geçebilir.

4- Yapılandırmada Doğru Faiz Oranı Nedir?

Kredi yapılandırmasında herhangi bir konuda tek bir doğru yok. Dolayısıyla bu konuda genellemeler yapmak da doğru değil. Her kredinin kendine özgü şartlarında değerlendirilmesi gerekiyor. Ancak şu anda yüzde 2-2.5’lar seviyesinde faizle kredi kullanmış olanlar hiç beklememeli. Yüzde 1.50 hatta yüzde 1.30 seviyelerinde faizle kredi kullanmış olanlar da avantaja göre karar vermeli.

5- Yüzde 1.30 Oranının Altında Alanlar Ne Yapmalı?

Türkiye’de konut kredisi faiz oranları uzun bir süre yüzde 1.30 ve yüzde 1.05 seviyelerinde seyretti. Alınan kredilerin büyük çoğunluğu bu bantta kredi kullandı. Özellikle yüzde 1.10 civarında faizle kredi alanların bir süre daha beklemesinde yarar var. Aralık ayını atlatıp, ocak ayında Merkez Bankası’nın faiz kararlarının konut kredisi faizlerini nasıl etkilediğine bakılmalı. Ona göre karar verilmeli.

6- Faizler Daha Düşecek mi?

Şu anda en fazla yüzde 0.80 seviyelerine kadar düşen konut kredisi faiz oranlarında genel ortalama yüzde 0.85-0.95 aralağında seyrediyor. Piyasalarda Merkez Bankası’nın Aralık ayında veya Ocak ayındaki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında yüzde 5.75 olan gösterge faizini düşüreceği yönünde bir beklenti oluşmuş durumda. Bu indirimin gerçekleşmesi halinde faizlerin daha da düşmesi beklenebilir. Ancak bu oranın ABD ve Avrupa’nın bazı ülkelerinde olduğu gibi yüzde 0.45-0.50 seviyelerini düşmesi Türkiye koşullarında mümkün görünmüyor. En düşük yüzde 0.75 seviyelerine kadar gerileme bekleniyor. Bu seviyelere gelindiğinde, tüketicinin zaman kaybetmeden yapılandırma koşullarını ciddi olarak ele alması öneriliyor. Ancak her şartta toplam maliyet unsuruna dikkat edilmeli.

7- Karar Vermede Kalan Vadenin Etkisi Var mı?

Elbette vade önemli. Örneğin bazı kredilerde 1 yıl vade kalmışsa bile yapılandırma gerekebilir. Ancak bazı kredilerde de örneğin 5 yıl vadede sadece 1 yıl kaldıysa ve faiz oranı da yüzde 1.5’lardaysa onu yapılandırmaya gerek yok. Fakat özellikle konut kredilerinde 10 yıl vadede henüz 2-3 yıl kalmışsa bile, yapılandırmada oluşacak yeni şartlar gözden geçirilmeli. Alınan kredinin vadesinin yarısından fazlası duruyorsa, yeniden yapılandırma mutlaka düşünülmeli.

8- Aynı Banka mı Farklı Bankaya mı Gidilmeli?

Tüketici böyle bir opsiyonu önce kendi bankasıyla görüşebilir. Ancak farklı bankalardan oran alıp en iyi teklifi değerlendirme de fayda var. Tüketici bankasına ‘Bana farklı bir banka şu teklifi yaptı, siz de aynısını yapabilirseniz, burada kalırım’ diyerek pazarlık da yapabilir, özel oran alabilir.

9- Elinize Toplu Para Geçerse Ne Yapmalı?

Kredi taksidi ödeyen bir tüketicinin eline toplu bir para geçmesi durumunda eğer kredinin kapanmasına az bir süre kalmışsa eldeki parayı borcun yeniden yapılandırılmasında kullanmak mantıklı olabilir. Yani kalan borçtan eldeki para düşürülerek yeni faiz oranları üzerinden yeni bir kredi alınabilir. Ancak bu hesabı yaparken de yine bir bankacılık uzmanıyla görüşülerek, paranın mevduatta tutulması durumu ile borç ödenmesi durumundaki avantajların iyi hesaplanması önemli.

10-Yapılandırmada Ek Masraflar Çıkacak mı?

Her kredi kullanımında dosya, komisyon, ekspertiz ücreti gibi farklı kalemlerde maliyetler çıkabilir. Dolayısıyla karar vermedeki tek etken kredi faiz oranı olmamalı. Toplamda ne kadar borç ödendiğine, bunların ne kadarının dosya ve diğer masraflar olduğuna bakılmalı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder